Samsun’da yarım asırdır denizin rüzgarına karşı “Ali Kaptan”

Ali Malkoç, dedesinin mesleği olan balıkçılıkla tanıştığı çocukluk yıllarından bu yana neredeyse ömrünü denizde geçiriyor.

Denizciler ortasında “Ali Kaptan” olarak anılan bu deneyimli balıkçı, mesleğine bir miço (tayfa yardımcısı) olarak başladı ve vakit içinde birçok şahsa deniz sevgisini aşıladı. Üç oğluna da balıkçılığı öğretti.

Sağlık meseleleri nedeniyle bir gözünü kaybetmiş olmasına karşın Ali Kaptan, sıhhati elverdiği sürece denizde olmayı arzuluyor. Malkoç, Anadolu Ajansı muhabirine ailesinin Trabzon kökenli olduğunu ve balıkçılığı amcalarından öğrendiğini anlattı.

Malkoç, gırgır, orta su ağı, taban ağı ve trol üzere balık avlama tekniklerini ustalıkla uyguluyor. Lakin en çok trol avcılığından keyif aldığını belirtiyor.

Ayrıca, Karadeniz dışında Ege ve Akdeniz’de de balık avladığını lisana getiriyor ve denizcilik kurallarına titizlikle uyduğunu vurguluyor. Denizde risk almaktan kaçındığını, zira denizde tecrübenin çok kıymetli olduğunu şuurunda.

Teknolojiye karşı aralı bir tavır sergileyen Malkoç, deniz seyahatlerinde haritayı kullanmayı tercih ediyor, hava kestirimlerini takip ediyor ve meteoroloji radyosunu daima dinliyor. Genç balıkçıları ise teknolojiye fazla güvenmeme konusunda uyarıyor.

Malkoç, şu sözlerle bu mevzudaki görüşlerini lisana getiriyor:

“Yeni jenerasyon cep telefonunu öğreniyor öteki bir şey öğrenmiyor. Denizde geziyorsan haritayı bileceksin, denizi âlâ bileceksin, tanıyacaksın. Bunu bilemedin mi deniz sana ekmek vermez. Ben bu denizde bir Allah’tan akıl alırım. Denizde kimseden akıl almam, uygun bilirim.”

Karadeniz’i adeta avucunun içi üzere tanıdığını tabir eden Malkoç, elektronik ekipmanların büsbütün çalışmaması durumunda dahi harita bilgisiyle rotasını belirleyebildiğini söylüyor.

“Haritasız durmam, bu teknenin demirbaşıdır. Harita olacak. İskenderun’dan İstanbul Boğazı’na kadar haritalar vardı. Karadeniz haritasına gerek yok. Karadeniz’i avcumun içi üzere bilirim. Elektroniğe inanmam. Açarım haritayı, nereye, hangi koya demirleyeceğim âlâ bilirim.” formunda konuşuyor.

Ali Kaptan, genç balıkçılara denizcilikte kendilerini yetiştirmeleri ve teknolojiye çok güvenmemeleri konusunda öğüt veriyor. Eğitim almayı tercih etmeyip denizcilik yolunu seçtiğini vurguluyor ve denizdeki muvaffakiyetin değerli bir kesiminin terbiye olduğuna inanıyor.

Büyüklerine hürmet gösterilmesi gerektiğini ve bu terbiyeyi öğrendiğinizde tüm kapıların size -açık olacağını tabir ediyor.

Balıkçılığın zevkli istikametlerine de değinen Malkoç, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndan bilhassa gece görünümünü izlemeyi sevdiğini, uğradığı limanlarda tuttuğu balıkları pişirip dostlarını ağırladığını belirtiyor. “Gece Çanakkale Boğazı da İstanbul Boğazı da hoş olur. Ben İstanbul Boğazı’nda gündüz hiç seyir etmem zira çok kalabalık olur ancak gece hoş olur” biçiminde konuşan Malkoç, denizcilik topluluğunda birçok kıymetli dost edindiğini ve kıyıları karış karış gezdiğini söylüyor.

Ali Malkoç, günün birinci ışıklarıyla çalışmaya başladığını ve balıkçının yalnızca çok çalışarak rızkını elde edebileceğini vurguluyor. Limanda durmanın yarar sağlamayacağını lisana getiriyor. (AA)

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/samsunda-yarim-asirdir-denizin-ruzgarina-karsi-ali-kaptan/